AYŞE DENİZ
Konuşmayan Tavus Kuşu Camio nasıl ortaya çıktı.Finans eğitimi almış birisi yazarlık macerasına nasıl atıldı?
BERRAK YURDAKUL
Camio'nun kurgusunun temel taşı olan fikir, yani insanların birdenbire kendilerini 'numaralandırılmış' bulmaları, alınlarında birer sayı belirmiş olduğunu görüp dehşete kapılmaları ve birbirlerine düşmeleri fikri bir süredir aklımdaydı. Diğer karakterler ve hikayeler ise yazarken çoğu zaman kendiliğinden ortaya çıktılar.
Bir de, çok sayıda anlamlı tesadüf yaşadım yazarken. Carl Jung'un 'Synchronicity' olarak adlandırdığı türden...
Örnek vermek gerekirse: aradığım bulunması çok zor kitaplar vardı, kendiliğinden karşıma çıkıverdiler. Aramadığım ama okuyunca aramalıymışım dedirten kitaplar kitapçıları gezerken üst raflardan başıma düştüler.
Ratziel ile ilgili bir bölüm yazarken birdenbire her yerde kara kediler ve kara kedi resimleri görmeye başladım. Henüz onun bir kedi olacağına karar vermemiştim, tesadüfler beni çok yönlendirdi.
Ben kendimi bu akışa bıraktım, hiç karşı koymadım.
Böylelikle Camio bana kendini yazdırdı...
Bir de, çok sayıda anlamlı tesadüf yaşadım yazarken. Carl Jung'un 'Synchronicity' olarak adlandırdığı türden...
Örnek vermek gerekirse: aradığım bulunması çok zor kitaplar vardı, kendiliğinden karşıma çıkıverdiler. Aramadığım ama okuyunca aramalıymışım dedirten kitaplar kitapçıları gezerken üst raflardan başıma düştüler.
Ratziel ile ilgili bir bölüm yazarken birdenbire her yerde kara kediler ve kara kedi resimleri görmeye başladım. Henüz onun bir kedi olacağına karar vermemiştim, tesadüfler beni çok yönlendirdi.
Ben kendimi bu akışa bıraktım, hiç karşı koymadım.
Böylelikle Camio bana kendini yazdırdı...
AYŞE DENİZ
Camio ezoterik göndermelerle dolu,mistik ve spritüel konularla ilgili olduğun belli oluyor.O zaman soruyorum uzaylılar var mı?Bütün dünyada kuşlar neden sapır sapır ölüyor?Dünyayı gizli bir kardeşlik mi yönetiyor?2012 de dünyanın sonu mu gelecek?(ona göre malı mülkü satıp kendimi iyice gezmelere vurucam)
BERRAK YURDAKUL
Dünyayı bir kardeşlik yönetiyorsa, umarım o kardeşler bizizdir. Neyimiz eksik? Sonuçta biz de kardeşiz...(Nihhahhahaha-evil laughter by Ayşe Deniz)
Şaka bir yana, bu soruyu sormana sevindim çünkü kitapta en çok sevdiğim bölümün hangisi olduğunu söylemek için bir fırsat kollayıp duruyordum. Hiç kimse de bana bunu sormadı bir türlü.
Aslına bakarsan sen de sormadın, ama ben yine de kendi vermek istediğim cevabı vereceğim.
Kitabı yazarken hep çok eğlendim, ama 18. bölümün apayrı bir yeri var gerçekten. 'Sayısı Yüzden Küçük Seçkin ve Kutsanmış Varlıklar Biraderliği' beni en çok güldüren bölüm oldu. O kadar çok gülüyordum ki, yazmaya ara vermek zorunda kalıyordum.
Hala da, okuduğum zaman çok gülüyorum. Kendi yazdığına bu kadar gülmek ayıp bir şey mi acaba?
Dünyanın sonuyla ilgili soruya gelince...
Dünya tarihinin bilinen hemen her yüzyılında insanlar bir kıyamet beklentisi içine girmişler. M.Ö. 2800 yılına ait bir Asur tabletinde
"Dünyamız son günlerde dejenere oldu. Rüşvet ve yolsuzluk çok fazlalaştı. Dünyanın sonunun yakında geleceğine dair işaretler var," yazıyor.
Zannediyorum, bilinen en eski kıyamet beklentisi yazısı bu. Daha sonraki yüzyıllarda kıyamet korkusu hiç azalmıyor. Şimdi de 2012 senaryosu var.
Ben bu beklentileri yine insan doğasına en kolay sızan ve bana göre en sinsi düşmanlarımızdan biri olan 'kibir' ile ilişkilendiriyorum. Kibir sinsidir çünkü çoğu zaman başka bir kılığa girer. Kıyamet senaryosu kılığına girer mesela.
Ne yazık ki, insanoğlu kendini önemli ve farklı hissetmek, önemli zamanlarda yaşadığına inanmak için kıyamete bile razı.
AYŞE DENİZ
Hiç bilmeyenler için Camio'yu kısaca nasıl anlatabilirsin?
BERRAK YURDAKUL
Bu soruya Camio'nun 18. bölümünden bir alıntıyla yanıt vermek istiyorum:
"Bak bacım, bu çok zor bir soru," dedi on numaralı delikanlı. "Durup dururken böyle sorular soruyorsun, beni de bunaltıyorsun."
AYŞE DENİZ
Berrak yazarken nasıl bir ortama ihtiyaç duyuyor?Özel bir mekan ya da müzik gerekiyor mu mesela?
BERRAK YURDAKUL
Her yerde, her koşulda yazabilen yazarlardan değilim maalesef. Kendi yazı masamda, kitaplarımın arasında olmam gerekiyor. Mutlaka sessizliğe ve yalnızlığa ihtiyacım oluyor. Çoğu zaman müzik dinlemek bile dikkatimi dağıtıyor.
Ben ayakta dolaşarak yazarım, odamın içinde turlayarak, kendi kendime yüksek sesle konuşarak. Çalışırken etrafımda biri varsa çok çeker benden. Huysuz, asabi, kaprisli olurum. Televizyon açtırmam, telefonla konuşturmam,gazete hışırtısına bile sinirleniveririm. Bana bir şey anlatılırsa dinlemem, dinlersem anlamam, anlarsam 'zihnimi meşgul ediyorsunuz' diye azarlarım.
Yeterince tuhaf ve korkutucu mu?
Yazmadığım zamanlarda o kadar da kötü biri değilimdir aslında. Umarım...
AYŞE DENİZ
Biraz da yeni hazırladığın romandan bahseder misin?
BERRAK YURDAKUL
Yeni romanım yine fantastik bir hikaye. Yunan mitolojisi çıkışlı bir aşk hikayesi.
Eylül ayında sevgili yayınevim 'April' in etiketiyle yayınlanacak.
Ne yazık ki, bu aşamada daha fazla bilgi veremiyorum. ..
Eylül ayında sevgili yayınevim 'April' in etiketiyle yayınlanacak.
Ne yazık ki, bu aşamada daha fazla bilgi veremiyorum. ..
Berrak'la ilgili web siteleri:
Kitapla ilgili linkler
http://www.medyatakip.com/medya_sistem/medya_data/2011/01/yb/14/h/428_64_162_1295001743_9916389.jpg
http://www.medyatakip.com/medya_sistem/medya_data/2010/12/yb/16/h/135_4_146_1292472338_1459713.jpg
kardeşin güzelmiş
YanıtlaSilHah ha süpermiş,kız iki saat kitabı anlatmış,yorum kardeşin güzelmiş.Güzeldir teşekkür ederim.(Ayşe Deniz)
YanıtlaSilMerak ettim bk şimdiii! :)
YanıtlaSilberrak hanım kitabınızı okudum hayranınızım size nasıl ulaşabilirim acaba teşekkürler
YanıtlaSilwww.berrakyurdakul.com'dan Berrak'la iletişime geçebilirsiniz
YanıtlaSil